Yasemin TOKLUCU

Yasemin TOKLUCU


MAZİNİN MAHKÛMLARI, YENİLİĞİN DÜŞMANLARI, TROLLERİN OYUNCAKLARI

25 Eylül 2020 - 13:42

Zaman akıp gidiyor hem de hızla, arkasında bıraktıklarını unuta unuta, eze eze..

Kimisine o kadar acımasız davranıyor ki adlarının esamesi yok..!

Peki ya kimler unutulmuyor?

Maziye mahkum olmayanlar, yeniliğe düşman olmayanlar ve trollerin oyuncağı olmayanlar..!

Bana göre şu hayattaki en büyük eksiklik kendine bir şeyler katamamak.

Mezarlıklar hayata at gözlüğüyle bakarak yok olup gidenlerle dolu..!

"Ustamdan böyle öğrendim. Benim bildiğim en doğrusu" deyip özgüvenden patlayan ama bir o kadarda kendini salanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz... 

Başka birisi bir yenilik getirince de tu kaka..!

Aslında içten içe benimsiyor, gelen şey kendi yararına ama nafile çünkü içerideki haset onu yiyip bitiriyor.

Aklında "Bunu nasıl bu yeni yetme yapar da ben yapmamam?" sorusu yer alıyor.

Sorunun ucuna bir de "Ben yapamadım, başkası da yapmasın!" diye iliştirdin mi ooooh deyme keyfine!

Destek olmak bu yana dursun bir de köstek ol tamamdır bu iş..! 

Sosyal medyadan haberi olmayan, görmezden gelenler, "Bizim zamanımızda bunlar yoktu, bunlar zaman kaybı" cümlelerinin arkasına sıkıştırıyor kendini..

Mahkumu oldukları mazi gözlerini kapamış, yenilikleri itmişler kenara "en iyisini ben bilirim" diye bağırıyorlar avazlarının çıktığı kadar..!

Geçmişi unutamayan, yeniliğin düşmanları acı soğuk kapınızda...

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump danışmanları aracılığıyla twitter'dan Çin'e meydan okuyor,
Emmanuel Macron danışmanları aracılığıyla Türkçe metinler yayımlıyor.

Gece yatarken sabah kalkarken ne Trend Topic olmuş diye bakıyoruz.   

Ama bu işleri öğrendiğimiz mecraları görmezden gelmeye, aşağılamaya çalışıyoruz..!

Zaman kaybı dediğiniz, küçümsediğiniz yer dünyanın döndüğü yer..!

O dünyadan kopmamak için The Daily Telegraph, Guardian, Time, BBC gibi dünya devleri okuyucusuna sürekli yeni bilgiler sunuyor.

Dünya, medya, okuyucu, insan değişiyor, yenileniyor, gelişiyor.

Yeni kapıya sırt çevirdiğiniz anda kapıdaki, iş bilmeyen, ama her şeyi biliyormuş gibi görünen kelli felli troller bekliyor sizi.

Kim mi bu troller?

Aslında kimseyi tanımazlar ama herkesi tanıyormuş gibi yaparlar.

Her fotoğraf karesinde var olurlar.

Yüzleri hep güler ama arkanızdan küfrederler.

Sizin adınızı kullanırlar. Zamanı gelince ağız değiştirirler..

Mesela Mersin'e bir okul kazandırılacaksa ona ayak bağı olmaya çalışırlar.

Halkın gözünde sizi sevilmeyen biri haline getirirler.

Sizin pirenizi deve yaparlar.

İstediklerini vermediniz mi oklarını size çevirirler. İsteklerde öyle az buz olmaz trilyonlar havada uçuşur..!

Oklar size çevrildi mi artık dönüşünüz yoktur.

Trol ordusu elinizi kolunuzu bağladı mı oyuncak olursunuz.

O saatten sonra o hastanın doktoru yoktur..

Peki kim mi trol değildir?

Ezenin karşısında ezileni, güçlünün karşısında zayıfı savunan, eşit, küresel insan hakları, yenilikçi, hiç kimsenin ırkı, cinsiyeti, yaşam şekli, dini inançları, sosyal düzeyi ve ideolojisinden dolayı kınanmayan ve aşağılanmasına izin vermeyenler trol değildir!

Maziye mahkûm, yeniliklere düşman, trollere muhtaç olmadan bir yaşam mümkün..!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum