ÇAMLIBEL'E KÖSTEK DEĞİL, DESTEK OLUN!

Zaman akıp gidiyor hem de hızla, arkasında bıraktıklarını unuta unuta, eze eze..

Geriye kalanlar ise bir avuç acı-tatlı anıdan ibaret oluyor..

Tıpkı Mersin’in bir zamanlar kalbinin, ekonomisinin attığı ÇAMLIBEL gibi..

Kentin en kaliteli semtlerinden denize nazır, hem büro hem mağaza, cafe ve alışveriş merkezlerinin hem de yerleşim birimlerinin olduğu, kent ekonomisine ciddi katkı sağlayan, gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel bir semtti Çamlıbel.

Belki yaşım yetmez ama vakti zamanında aşıklar sokaklarında el ele gezer, Aşıklar Parkında meşk bile edermiş.

Bilenler bilir, Çamlıbel’in hemen arka mahallesinde Kiremithane’de büyüdüm.

Az mı oynadık, gezdik, dolaştık, az mı dizlerimiz kanadı Çamlıbel’in caddelerinde, sokaklarında…

Ah! Hatırladıkça içim cız etti.

Son 15-20 yıldır kentin kalbi olarak nitelendirdiğimiz Çamlıbel’in artık esamesi bile okunmuyor!..

Dükkanlar tek tek boşaldı, yerli halkı teker teker göç etti gitti, sokakların lambaları bile patladı da; kimsecikler oralı olmadı…

Gündüz bile yürümeye korktuğumuz bir hal aldı artık Çamlıbel!..

Balıkçı Barınağı desen ipsizin, sapsızın, arsızın, uğursuzun yatağı haline geldi!..

Koskoca, ışıl ışıl semt göz göre göre maziye gömüldü gitti, yerel yöneticiler kıllarını dahi kımıldatmadı!

Sonra birileri çıkıp Çamlıbel’i canlandıracağız, eski günlerine döndüreceğiz dedi; açtıkları 3 stant getirdikleri bir sanatçı ile ölüyü diriltmeye çalıştı!.. Ama nafile…

Zaten senede 1 kez açacağın 3-5 stantla olacak iş değil, vizyon lazım, yatırım lazım.

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak Çamlıbel’i canlandırmak için defalarca elini taşın altına koymak istedi fakat Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer; her seferinde “sen bir du bakim” dedi!..

Mazinin mahkumları, yeniliğin düşmanlarında siyaset daha ağır bastığı için başka biri tarafından yenilik getirilince hemen de tu kaka!..

Pek severiz çalışmayıp, çalışacak olanı da baltalamayı!… Baltalatmayı!..

3-5 kalemşörede 2 satır saçmalattık mı iş tamam!..
Aslında içten içe benimsiyor, gelen şey halk yararına ama nafile çünkü içerideki haset onu yiyip bitiriyor. “Ben yapamadım, başkası da yapmasın!”
Başkan Gültak tüm engellemelere rağmen Çamlıbel sorunsalını çözmek için elini büyük bir taşın altına koydu ve  ‘Mersin Çamlıbel Su Sporları Merkezi ve Tekne Yanaşma Yeri’ projesini Çamlıbel’e kazandırdı.

Siyaseti kente hizmetten üstün görenler AVM yapacaksınız diye algı yaratmaya çalışarak hizmet etmeye çalışan Gültak Başkana yine tu kaka yapmaya çalıştılar!.. Olumsuz kurum görüşü mü vermediler, rantçılıkla, runtçulukla mı suçlamadılar.

Pek seviyoruz destek değil, köstek olmayı!

Hem AVM olsa ne olur?

Günde binlerce insanı misafir eden, oturacak masa dahi bulmakta güçlük çektiğimiz, özellikle hafta sonları insan selinden kapısından girmekte bile zorluk çektiğimiz Marina’da AVM değil mi?

Hani şu lüks mağazalarından alışveriş yaptığınız, iskelesine yatlarınızı filan bağladığınız?

Rakı kadehlerini şangur şungur tokuşturduğunuz?

Önemli olan Çamlıbel’in eski cıvıl cıvıl günlerine kavuşması, ekonomisinin yeniden canlanması değil mi?

İstemezükte, istmezük diyeceğinize;

Kendiniz çalıp, kendinizin oynadığı,

Kapalı kapılar ardında, asla konunun asıl muhatapları Çamlıbel esnaflarının olmadığı;

3-5 daire başkanını,

Atatürk ilke ve inkılaplarını dillerine oyuncak eden fakat kente çakılan her çividen de rahatsız olan sözde dernek başkanlarını,

Elinden gelse kent silueti bozulmasın diye insanları mağara döneminde yaşamaya mahkum edecek 3-5 gazeteciyi, yazarı bir araya toplayıp sözde Çamlıbel Balıkçı Barınağı’nın geleceğini konuşuyoruz deyip tüm olumsuz konuşmaları yazıp tek bir olumlu cümleye yer vermeden basın bültenleri hazırlayıp algı yaratmaya çalışacağınıza,

Her platformda hükümet Mersin’e hizmet etmiyor, kente hizmet etmemizin önünü tıkıyor deyip demagoji siyaseti yapacağınıza,

Köstek değil, destek olup,

Kentin cebinden tek bir kuruş dahi çıkmadan hükümet tarafından yapılacak bu devasa projeye sahip çıkıp,

KEŞKE PROJEYİ ORTAK AKIL PROJESİ HALİNE DÖNÜŞTÜRMEYE ÇALIŞSANIZ!..

İşte o zaman inanırız amacınızın hizmetin önünü tıkamak değil de; gerçekten hizmet etmek olduğunu!..