Bakkalda terzinin, terzide kasabın işi yok!

Geçenlerde çok güzel bir örnekle karşılaştım. “B sınıfı ehliyeti olana iş makinesi sürdüremezsin.
Ya takla atar, ya dam yıkar.”

Eskiden hemen meslek sahibi olsun diye meslek liselerinde okutulan, okul bitince mesleğini yapan insanlar kadar şanslı değiliz artık. Hemen hemen her sektörün ehli olmayan paydaşları mevcut.

Sigorta acentelerinin işini, bankalar, araç satış bayileri, PTT ve hatta bakkalda, manavda, bilgisayarı olan herkes yapıyor. Sorsan hepsi sigortacı.

Yaşam koçluğu ve eğitimi alanlar psikolog gibi danışmanlık yaparak para kazanıyor. Tıp bölümünü kazanmak ve yıllarca okumak yerine, 2 haftalık uygulama bile olmayan kurs sertifikasıyla!

Biyografisini yazanlar yazar, elindeki cep telefonu ile selfie çekenler fotoğrafçı, şövale ve tuval alanlar ressam olmuş.

Her sektörden insanla konuşmak, şikayet dinlemek (memnuniyeti sormak ayıp oluyor) “nasılsın" sorusuna "iyiyim" demek adetten olmuş edasında artık.

Okumak mı, okumamak mı sorusuna, tam da burada cevap vermek gerekiyor. Çoğu üniversitede, branş sahibi insan, pastayı üfleyenle birlikte pastayı yiyenler olduğu için kendilerine sektörlerinde iş bulmakta zorluk çekiyor. Ya işsiz kalıyor ya da tezgahtar oluyor.

Çoğu meslekte, meslek ruhsatı alanları canından bezdiren sistemler, herkeste işe yaramıyor.
Ben gazeteci olabilmek için okuldan mezun olayım, deneyim sahibi olmak için yıllarca çırak olarak çalışayım (her işin mutfağını severim), hakkıyla mesleğimi icra edeyim derdine girmişken, yine bir paydaşla karşılaşıyorum. İki satır yazı yazan, hayatı boyunca haber değeri nedir bilmeyen, haber oluşturmak için soru bile soramayan insanların köşe yazarı olmaları, editörlük yapmaları, yayınlanmayan yazıları için haber siteleri kurmaları sistemsel değil, etik ahlak sorunudur.

Avukat olabilmek için hukuk fakültesini, doktor olabilmek için tıp fakültesini, gazeteci olabilmek için de iletişim fakültesi veya alt dallarını okumak gerekiyor.

Yarım imam dinden etmeden, kimlik sorar gibi diploma sorulduğu günlerde yaşamak dileğiyle.